Ömer Asım Aksoy,atasözlerinin tarifini şöyle yapmıştır: ”Atalarımızın,
uzun denemelere dayanan yargılarını genel kural,bilgece düşünce ya da
öğüt olarak düsturlaştıran ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca
benimsenmiş sözlerdir.”
Türk kimliğine ait ilk atasözü kitabı, Fatih'teki Millet
Kütüphanesi'nde bulunan “Teshil” adlı tıp kitabın sonuna eklenmiş el
yazısı ile kaydedilen bir risalede yer almaktadır.Toplam 698 adet
olup; yazılış tarihi itibariyle hicri 885,miladi 1420 yıllarına denk
düşmektedir.
Atasözlerinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1. Halkın düşüncesini anlatır.
2. Ulusaldırlar.
3. Kişinin ruhuna hitap ederler.
4. Kesin tavırlıdırlar.
5. İnandırıcıdırlar.
6. Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve
bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır.
7. Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır.
8. Doğa olaylarının oluşunu bildirirler.
9. Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler.
10. Bir veya iki cümleden meydana gelirler.
11. Bir çoğunda mecaz vardır.
12. Atasözlerinde söz sanatları vardır.
13. Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik
anlamlar ortaya çıkabilir.
14. Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul
edilir.
Aşağıdaki atasözleri alfabetik olarak sıralanmışlardır.
Aba vakti aba,yaba vakti yaba: Her şey zamanında yapılırsa kişi
kazançlı olur.
Abanın kadri yağmurda bilinir: Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir
çok şeyin,kullanım zamanı geldiğinde değeri artar.
Abdal abdalın ne umduğunu,ne bulduğunu ister: Sosyal seviyesi eşit
insanlar birbirlerini çekemezler.
Acemi katır kapı önünde yük indirir: Elinden yeterince iş gelmeyen
kimseler,kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde
yapamazlar.Veya yarım bırakıp kaçarlar.
Acemi nalbant gibi kah nalına vurur,kah mıhına: Söylediği sözlerle
yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur.Bunu da genellikle bilmeyerek
yapar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp
bunlardan başarı ile çıkmış olanlar,bundan sonra karşılaşacakları
zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.
Akıl kişiye sermayedir :Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması,aklını
kullanması ile orantılıdır.
At yedi günde,it yediği günde :Toplumlar arası ilişkilerde olgun ve
asil kişiler,kişiliklerini hemen ortaya koymazlar
Ayranım ekşidir diyen olmaz :Her kişi neyi ele almışsa onun iyi
olduğunu savunur.
Baba ekmeği zindan ekmeği,koca ekmeği meydan ekmeği: Kadınlar için
baba evinde kalmak,belli bir zamana kadar normaldir.Evlendiği zaman
ise kendi kurallarına göre yaşayacağından dolayı daha rahat olacaktır.
Baba koruk yer,oğlunun dişi kamaşır: Aile reisi olan babanın önceleri
yaptığı kötü bir işin sıkıntısını çocuğu çeker.
Babadan mal kalır,kemal kalmaz: Babası ölen kişiye maddi varlıklar
kalabilir ama olgunluk ve fazileti miras olarak kalmaz
Babaya dayanma,karıya güvenme: Kişi,maddi konularda babasına değil
kendine güvenmelidir.Kadın ise kolay etkilenen bir varlık olduğu için
verilen sırları bir başkasına aktarabilir.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar: Yaradılışı itibariyle iyi olan
kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.
Bal demekle ağız tatlanmaz : Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her
zaman gerçekleşmez.
Besle kargayı oysun gözünü : Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan
iyiliğe,kötülükle karşılık verebilirler.
Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış : Aklına her geleni
söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler
Büyük lokma ye büyük söz söyleme :Hayatta hiçbir zaman başkalarının
durumu küçümsenmemelidir.
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer: Bilgisiz kişiler etraflarına
faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar
beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir: Alim her şeyi bilen
kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır.Kendisi ile dost
olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak
mümkündür.Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak
güçtür,hatta mümkün değildir.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur :Bir toplulukta çok kişi
ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler,kendi
bildiklerini uygularlar.
Can boğazdan gelir: İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam
sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can cümleden azizdir: İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman
başkalarının çıkarlarından üstün görürler.Aksi şekilde
davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman
fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.
Can çıkmayınca huy çıkmaz: Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da
gelişir.Ama değiştirmek çok zordur.Kişi ölünceye kadar devam eder.
Canı acıyan eşek,atı geçer: Karşılaştığı bir konuda ziyan gören,canı
yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.
Canı kaymak isteyen,mandayı yanında taşır: Güzel ve varlıklı bir yaşam
sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok
yakınında bulundurmalıdır.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez :Hayatında dert ve sıkıntı
çekmemiş olan kişiler,mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Cins kedi ölüsünü göstermez :Soylu kimseler çok zor durumda da
olsalar,durumlarını belli etmezler
Cömert ile nekesin harcı birdir :Parayı kullanma biçimi,onun
niteliğini değiştirmez.
Çabuk parlayan çabuk söner :Layık olmadıkları makamlara getirilen
kişilerin,bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme,çağrılmayan yere görünme: İnsanlar davet
edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler.Çünkü davet eden kişi
tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve
arsızlık olur.
Çalıda gül bitmez,cahile söz yetmez: Güzelliklerin simgesi olan gülün
çalıda yaşaması düşünülemez.Aynı şekilde,cahil kişiye de sözün
doğrusunu anlatmak mümkün değildir.Cahil olduğu için kendi
bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün
değildir.
Çalışmak ibadetin yarısıdır: İbadet kişiyi kötülüklerden
sıyırır,iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi
kötü duygulardan arındırır.Bunun içindir ki çalışmak,ibadet kadar
büyük değer taşır.
Çalma elin kapısını,çalarlar kapını: Kişi hayatında bilerek ve
isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır.Böyle bir durumun gerçekleşmesi
halinde,günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
Çiftçiye yağmur,yolcuya kurak,cümlenin muradını verecek hak: Her kul
Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur.Bu istekler
birbirine zıt da olabilir.Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen
,uygun gördüğü biçimde yerine getirir.
Çirkefe taş atma,üzerine sıçrar :Çevrelerinde kötü,edepsiz tanınan
kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.
Çocuktan al haberi :Art niyet taşımayan çocuklar,başkalarının yanında
her şeyi çekinmeden konuşurlar.
Çürük tahta çivi tutmaz :Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline
getirmek mümkün değildir.
Dağ başından duman eksik olmaz: Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal
seviyeye sahip insanların,bu konumlarından kaynaklanan bir takım
üzüntü ve sıkıntıları vardır.Bu durum,zenginlik ve yüksek makam devam
ettiği sürece hiç eksilmez.
Dağ dağ üstünde olur,ev ev üstünde olmaz: En olmayacak şeyler bile bir
gün gerçekleşebilir.Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması
düşünülemez.
Damlaya damlaya göl olur :Küçük çabalar,büyük problemlerin çözümüne
yardımcı olabilirler.
Danışan dağı aşmış,danışmayan yolu şaşmış: Bilmediğini başkalarına
soran kimse,işi iyi ve çabuk bitirir.Fikir alışverişinde bulunmayanlar
ise başarı elde edemezler.
Darı unundan baklava,incir ağacından oklava olmaz: Kötü malzeme ile
güzel bir iş meydana getirilemez.Yeteneksiz kişiler,büyük
sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
Davul dengi dengine diye çalar: Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak
insanların eşitiyle beraber olması lazımdır.Yoksa yapılacak her işte
başarısızlık kaçınılmaz olur.
Devir tavında,dilber çağında :Bir işin başarılması için,o an
değerlendirilmesi gereken zaman dilimleri vardır.
Dikensiz gül olmaz :Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında,bu
sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.
Düt demeye dudak ister :Niteliği ne olursa olsun,bir işi başarabilmek
için yetenek ve imkanlar gereklidir.
Ecel geldi cihane,baş ağrısı bahane: Kişinin çok önceden belirlenmiş
bir alın yazısı vardır.Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir.Bu
ölüme bir neden bulunur.Esas sebep o kişinin tanrı katına
çağrılmasıdır.
Ecele çare olmaz: Hayatta her durumun çaresi bulunabilir.Ama ölümü
engellemek imkansızdır.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer: Bir toplulukta bütün insanların
kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler,hiçbir zaman sevilip istenmezler.
Edebi,edepsizden öğren: Edepsiz kişinin hareketlerini
gören,sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve
yapmamaya çalışır
Eden bulur,inleyen ölür :Başkasına kötülük eden kimse en sonunda
yaptıklarının cezasını çeker.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur :Verimin yüksekliği, çalışmanın
etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.
Esirgenen göze çöp batar :Bir konu üzerine gereğinden fazla
yoğunlaşmak,aksilikleri de beraberinde getirebilir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz :Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç,her
zaman aynı olmayabilir.
Fakirlik ayıp değil,tembellik ayıp: Toplum yaşamında herkes aynı gelir
düzeyine sahip olmayabilir.Fakir de olsa zengin de olsa
çalışmamak,başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
Fala inanma,falsız da kalma :Fala inanmak doğru değildir,aslı
yoktur.Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.
Fare,çıktığı deliği bilir: Toplumun onaylamadığı işleri
yapanlar,sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden
hesaplarlar.
Faydasız baş,mezara yaraşır: Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından
geçinen kimseler ölmüş sayılırlar.Çünkü ölülerin de faydası yoktur.
Fazla aş,ya karın ağrıtır ya baş: Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz
yönde etkiler.Bu yüzden kararında yemek gerekir.
Fazla naz aşık usandırır: Kişinin kaprislerine yakınları bir süre
katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de
sıkıntı verir.
Felek kimine kavun yedirir,kimine kelek :Aynı toplumda şanslı ve
şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.
Fukaranın düşkünü,beyaz giyer kış günü :Toplumda saygın bir yeri olan
kişiler,mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar :Kişinin içinde bulunduğu çevrenin
ekonomik ve sosyal yapısı,ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.
Gafile kelam,nafile kelam :Etrafında olan biteni umursamayan kimseleri
doğru yola getirmek için yapılan uyarılar boşunadır.
Garibin yardımcısı Allah'tır: Garip kişilerin yardımına gönlündeki
inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar: Tanrı'ya inanmış kişileri,tanrı
sıkıntı içinde bırakmaz.Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden
bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.
Gavurun tembeli keşiş,Müslüman'ın tembeli derviş: Bütün dinler
çalışmayı emreder. Bazı kimseler ise dini çıkarları doğrultusunda
kullanıp,çalışmadan yaşamanın yollarını bulurlar ki kendileri için çok
kötü bir davranışı gerçekleştirmiş olurlar.
Geç olsun,güç olmasın(Başarılması çok zor işler için söylenir):
Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan
kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.
Gel demek kolay,git demek güçtür: Bir konuğu davet etmek,bir insanı iş
bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır.Ama sıkıntı veren
konuğa artık git demek,işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok
zordur.Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi
düşünülmeli,layık olana bu hizmet verilmelidir.
Gelen gideni aratır : Tanışılan kişiler,unutulanlardan daha büyük
hatalar yapabilir anlamında kullanılır.
Gezen ayağa taş değer : Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler,
kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
Göz görür,gönül çeker :Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde
bulunur
Hacı hacıyı Mekke'de bulur: Aynı düşüncede olan insanlar,ayrı ayrı
davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar.Kendilerine ait yolda
veya yerde buluşurlar,birbirlerini bulurlar.
Hacı Mekke'de,derviş tekkede: İnsanlar yetişme şekillerine göre
kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler.Yoksa
ömürleri sıkıntı içinde geçer.Bulundukları yerde sevilmez ve
istenmezler.
Haddini bilmeyene bildirirler :Yetkili olmadığı konularda ahkam
kesenler,hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.
Hak deyince akan sular durur: Anlaşmazlıklarda
doğruluk,dürüstlük,tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse
kimsenin söyleyecek bir sözü,eleştirisi kalmaz.
Hak doğrunun yardımcısıdır: Tanrı,doğru olana yaptıklarının mükafatını
mutlaka verir.Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de
tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
Helal kazanç ile pilav yenmez :Doğrulukla ve ahlakla elde edilen
kazanç,insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.
Horoz ölür,gözü çöplükte kalır :Uzun süre yaşanan mekanların
unutulması kolay olmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez :Kişilik,uzun bir zaman diliminde oluştuğu
için ani değişikliklere müsait değildir.
Ihlamurdan odun olmaz,beslemeden kadın olmaz: Yaşam içinde her konu
birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz :Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum
veya sosyal müessesenin,aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez: Yapılmaya başlanan bir işte,ilk
zamanlar başarı elde edilmeyebilir.işin daha başarılı yapılması için
uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem
değiştirmek doğru değildir.İyi sonuçlar vermez.
Isıramadığın eli öp de başına koy: Yaşam içinde bir takım mücadeleler
yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga
etmemek gerekir.Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isırgan ile taharet olmaz: Başarılı bir iş oluşturmak için işe
yarar,faydalı araç kullanmak gerekir.Kötü malzeme ile iyi ve başarılı
sonuçlar elde edilemez.
Isıran it,dişini göstermez :Kötülük yapmayı düşünen kişi,bunu zamanı
gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur :Bir konuda büyük zarar görmüş
kişi,benzer zararlardan korku duymaz.
Ismarlama hac,hac olmaz :İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına
yaptırılan işten başarı elde edilemez.
Işığını akşamdan önce yakan,sabah çırasına yağ bulamaz: İnsanlar
savurganlık yapmamalıdırlar.Parasını gereksiz yere
harcayan,gerektiğinde para ve mal bulamaz.Zorluk içinde kalır.
İbadet de (mahfi) gizli,kabahat da: İbadet Tanrı ile kul
arasındadır.İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın
emirlerini,kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı
kusurları yaparak olgunlaşır,tecrübe kazanır.Bunun için olgunlaşmamıza
yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar,dışı eli: Her şey dıştan göründüğü kadar güzel
olmayabilir.Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğreti ata binen tez iner: Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir
işe başlamak doğru değildir.Malzemenin sahibi,malını geri istediği
zaman zor durumda kalır.
İğneyi evvela kendine sok,çuvaldızı başkasına: Kendisi en küçük bir
sıkıntıya katlanamayan kimse,başkalarına çok büyük sıkıntı
vermemelidir.Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan,başkalarına
kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İki deliye bir akıllı :Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak,
mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İnsan insanın şeytanıdır :Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak
gereklidir.Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır,saptırır.
İti,öldürene sürütürler :Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü
şekilde sonuçlanırsa,bu sonucun
düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir.İşin sorumluluğu
onu yapana ait olacaktır.
İyilik eden iyilik bulur :Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor
durumda kalırsa ona da iyilik
yapılır.Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.
Kabahat da gizli olmalı,ibadet de: Yapılan bütün işlerde işin özüne
inmeye gayret edilmelidir.Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir
işten,davranıştan iyilik ve hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat ölende değil,öldürendedir: Yapılan her işte karşımızdakini
sinirlendirmekten kaçınmalıyız.Karşısındakini söz ve hareketleri ile
aşırı tahrik eden kimse,onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir.Hatta
ölebilir de.Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende
değil,onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kaçan balık büyük olur: Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında
kullanmasını bilmelidir.Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa
küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri
söyler.Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kadı anlatana göre fetva verir: Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz
olarak söylemelidir.Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana
göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez: Kadı,kanunların uygulayıcısı olduğu için
kimse onun malına dokunamaz.Sonucunun kötü olacağını bilir.Kadılar
hakkın,kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların
mallarına kötü gözle bakmaz,bakamaz.
Kanaat gibi devlet olmaz :Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse
sıkıntı çekmez.
Kişi refikinden azar :İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler : Bir şeyin
çok kıymetlisi bulunmazsa
daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.
Kuru laf karın doyurmaz :Bir gayret göstermeden,bir yatırım yapmadan
yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.
Laf ile peynir gemisi yürümez :Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken
işte gereken sonuçlar alınmaz.
Laf lafı açar: Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı
zaman,sözden başka söze geçilmeye başlanır.Başlangıçta hiç
düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider
Laf torbaya girmez :Bir konu hakkında sarfedilen sözler üzerinde iyice
düşünülmelidir.
Latife latif gerek: Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde
olmalıdır.Şaka yapan,karşısındakini çok iyi
anlamalı,kırmadan,incitmeden şaka yapabilmelidir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer :Aylak kişiler bütün günlerini orada
burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
Lodosun gözü yaşlı olur :Lodosun sonunda yağmur yağar
Lokma çiğnemeden yutulmaz :Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem
ve çalışma gösterilmelidir.
Lokma karın doyurmaz,şefkat artırır: Bir kişiye armağanlar vermek,o
kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi
çoğalttığı için çok değerlidir.
Mahkeme kadıya mülk değil :İnsan,yaşamı süresince güçlü makamlara
gelebilir.Böyle makamlara gelince etrafındakilere
böbürlenmemelidir.Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda
kalacaktır.
Mal adama hem dost,hem düşmandır: Mal insanı rahat ve huzurlu
yaşattığı için dosttur.Aynı zamanda,zengin olmanın getirdiği
tehditlerden dolayı düşmanıdır.
Mal canı kazanmaz,can malı kazanır: İnsanlar fazla kazanacağım diyerek
sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar.Kişi sağlıklı olursa mal
kazanması,pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da
kazanamaz olur.
Mal canın yongasıdır :Can her şeyden kıymetlidir.Zorluklarla elde
edilen mal da cana yakın değer taşır.
Mal melameti örter: Zengin olmak,insanların kusurlarını görmezden
gelmelerine yardımcı olur.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür: Züğürt kimse parası
olmadığı için zorluk içindedir.parasını yiyemeyen kimseler ise
paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.
Mart ayı,dert ayı :Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu
için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
Meyhaneciden kefil istemişler,bozacıyı göstermiş : Toplumda uygunsuz
işleri yapanlar kendi haklılıklarını,benzer kişileri göstererek
savunmaya çalışırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur :Bir konuda yetkili kim ise onun sözü
geçer.
Mürüvvete endaze olmaz :Yardımseverliğin ölçüsü olmaz
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz :Bir işin bütününü
istemeyen kimseler,o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun: Tembel kimseler kendisine
söylenen işi başka türlü yorumlayıp,bu yorum üstüne fikirler ileri
sürerek o görevi yapmak istemezler.Veya kendisine önerilen işi başka
bir biçimde yapmayı öğrenirler.
Ne doğrarsan aşına,o çıkar kaşığına: Kişi çok çalışırsa gelecek
günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur.Az çalışırsa
kazancı,başarısı da az olur.
Ne ekersen onu biçersin :Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle
cevap alırlar.
Ne idik,ne olduk: İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor.Biz bu
toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik.Bundan
sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.
Ne oldum dememeli,ne olacağım demeli :Esas olan başarının niteliğinden
çok devamlılığıdır.
Ne verirsen elinle,o gelir seninle: İnsanlar yaşamları boyunca daima
iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı,bir gün mutlaka sahibini
bulacaktır.
Nerede birlik,orada dirlik: Kişiler arasında anlaşma,duygu ve düşünce
birliği olursa orada huzur,güven ve düzen olur.
Nerede hareket,orada bereket :Çalışmanın çok olduğu yerde,bu
çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.
Niyet hayır,akıbet hayır :Bir işe başlarken iyi niyetle hareket
edilirse sonuç ta iyi olur.
Oduncunun gözü omcada: Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle
çok yakından ilgilenirler.
Oğlan dayıya,kız halaya çeker: Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile
dayıya,kız ise halaya çeker,onun
hareket ve tavırlarını alır.(Halk arasında yapılan bir yorumdur)
Oğlanınki oğul bağı,kızınki bahçe gülü: Kişinin torunu oğlundan olursa
oğul balı diyerek,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.
Olacakla öleceğe çare yoktur: İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları
ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez.Başımıza gelen ve
elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.
Olmaz olmaz deme,olmaz olmaz :Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en
şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.
Orman olur da domuz olmaz mı? :İyi bir ortamda çıkarcılar
bulunabilir.bulunması doğaldır.
Osmanlı'nın ekmeği dizindedir :İşlerimizin başarılı olması için
kendimiz ayırdığımız zaman çok
olmamalıdır.İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı
oluruz.
Osurukla boya boyanmaz :Gerekli bilgi ve görgü olmadan bir işi tam
olarak görüp bitirmek imkansızdır.
Otu çek köküne bak :Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi
olmak istenirse o kimsenin soyunu
sopunu çok iyi incelemek gerekir.
Ödünç;güle güle gelir,ağlaya ağlaya gider: Ödünç verilirken veren de
alan da güler yüzlüdür.Mutludur.Ödünç alınan geri verilirken ise durum
değişiktir.Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların
arası çok çabuk bozulur.
Öfke baldan tatlıdır :İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır,
rahatlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur: Aniden öfkelenerek sergilenen
davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.
Öküze boynuzu yük değil :Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları
yaşamının bir parçası olarak kabul eder
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser: Bir koruyanı,kollayanı olmayan
kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.
Ölenle birlikte ölünmez: Ölüm kaçınılmazdır.Ölen bir kimsenin ardından
yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir.Bu durumu bilerek ona göre
davranmak gereklidir.
Ölüm var,dirim var :İnsanlar malını ve zamanını,varlığını düşünerek
kullanmalıdır.geleceğini düşünmelidir.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider :Bir ailede
büyükler nasıl bir yaşam
içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler
Öpülecek el ısırılmaz :Hürmet gösterilmesi gereken kişilere
saygısızlık etmek hatadır
Padişah yasağı üç gün sürer: Padişahlık idaresi,bir kişinin sözünün
geçtiği bir yöntemdir.Keyfidir.Bugün çıkarılan yasaklar,yarın bir
neden ile ortadan kaldırılırlar.Bunun içindir ki emirlerinin devamlı
olacağını düşünmemek lazımdır.
Palamut çok biterse kış erken olur: Uzun yılların tecrübesine
dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok
olması kışın erken geleceğini gösterir.
Papaz her gün pilav yemez: Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru
değildir.O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da
günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz.Bunun için insanları
usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
Para dediğin el kiri :İnsanlar bütün ömürlerini paraya
bağlamamalıdırlar.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez: Para bütün toplumlarda dikkati
çeken bir araçtır.İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için
başkalarının bilmesine gerek yoktur.Söylenilmesi de acayiplik yaratır.
Pazar ilk pazardır :Pazara götürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk
fiyat en iyi fiyattır.
Perşembenin gelişi,çarşambadan bellidir :Bir işin nasıl
sonuçlanacağı,işin bugünkü durumundan belli olur.
Pilav yiyen,kaşığı belinde gerek :Bir işe girişmek isteyen kimseler o
iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın :Kişi,bir olayın sonuçlanması için
elinden gelen gayreti göstermelidir.
Rağbet güzel ile zenginedir: Güzel ve zengin olan kimseler her zaman
ilgi görürler.El üstünde tutulurlar.
Rahat ararsan mezarda :yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre
bir derdi,sıkıntısı mutlak bulunur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü,bayramda kara olur: Hayatta her zaman
doğru olmalı,doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek,belki bir zaman
için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur.Ama gelişen
olaylar,söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
Rençber kırk yılda,tüccar kırk günde: Rençberin büyük emek harcayarak
kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar: Doğru yoldan ayrılan ve
şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek
gerekmektedir.
Rüzgar eken fırtına biçer :Etrafında bulunanlara her zaman kötülük
yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz :Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz
değildir.
Rüzgara karşı tüküren,kendi yüzüne tükürür: Kendi gücünün üstünde bir
güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgarlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu :Rüzgarda kuytu bir
yer bulmak rahatlıktır.
Sabah ola,hayır ola: Sabahlar güçlü başlangıçlardır.Verimlili için
günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabır acıdır,meyvesi tatlıdır :Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak
zordur.Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş,muradına ermiş: Sabırlı olan kişiler,isteklerine
kavuşurlar.Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim
olacaktır.
Sabrın sonu selamettir: Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp
kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya
ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar :keyifli insanların saçları,sıkıntıda
olanların tırnakları uzar.(yaygın bir halk görüşü)
Saçım ak mı kara mı?Önüne düşünce görürsün: Konunun nasıl olduğunu
sormaya gerek yoktur.Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sade pirinç zerde olmaz,bal da gerek kazana;ata malı tez tükenir,evlat
gerek kazana: İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu,kişinin o malı
iyi kullanacağını göstermez.Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda
tükenir,biter.Kişi kendine,kendi emeğine güvenmelidir.
Sana taşla vurana sen aşla vur :kötülük yapan kimselere iyilik yapmak
insanlık kuralıdır.
Sanat altın bileziktir :Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde
her yerde ve şartta yapmasıdır.
Şahin ile deve avlanmaz :Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.
Şahin küçük et yer,deve büyük ot yer: İnsanlar fiziki görünüşlerine
göre değil,yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük
olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şakanın sonu kakadır: Devamlı şaka yapmak hatalıdır.Önce güzel ve
eğlenceli gelirse de bir zaman sonra dayanma gücü azalır ve küçük
kırgınlıklar ortaya çıkar.
Şaşkın ördek başını bırakır,kıçından dalar: Her iş,bir düşünce ile,bir
plan ile yapılmalıdır.Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler,giriştikleri
işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
Şer işi uzat hayra dönsün,hayır işi uzatma şerre dönmesin: Kötü olan
işlerin üzerinde çalışmalı,o işi iyiye çevirmelidir.İyi olan işleri
hemen sonuçlandırmak gereklidir.
Şeriatın kestiği parmak acımaz: Kanunlar herkese eşit olarak
uygulanmalıdır. Böyle olursa,kanunda yazılan cezaya kimse itiraz
edemez,boyun eğer.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır :Hilekar,sorumsuz kimselerle
ortak olanlar,yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez :Söylenen,konuşulan her olay daha önceki
başka bir olaydan kaynaklıdır.
Şöhret felakettir :Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar: İnsanlar,ileride başarılı
olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi,boşu kırk kişiyi korkutur:
Tabancayı,sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin
başına dert açar.Ama tabanca;taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu
durumdan ürker.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar: Düşündüğünü uygulaması nasip
olmayacak kişinin karşısına,hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır: Hayal kurmakla sorunlar
çözümlenemez. Esas problem,düşleri uygulama alanına sokmaktır.
Tarla çayırda,bağ bayırda :Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat
edilmelidir.
Taş düştüğü yerde ağırdır :İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi
bilinir.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok :Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere
başkalarının yardım etmesi gerekmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır :Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle
tanışırsa rahatlar.
Ucuzdur vardır bir illeti,pahalıdır vardır bir hikmeti: Ucuz mallar
genellikle kalitesizdirler.Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale
gelirler.Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.
Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır: Tecrübeli kimselerin sözlerini
dinlemeyip kendi kafası doğrultusunda giden kimseler sonunda büyük
zararlara uğrarlar.Sıkıntı ve dertten kurtulamazlar
Ulular köprü olsa basıp geçme: İnsan kendinden büyüklere her zaman
hürmet etmelidir.
Ummadığın taş baş yarar :Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar,bazen
büyük hatalara yol açabilirler.
Umut fakirin ekmeğidir :Fakir olan kimseler,kısa süre sonra
durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.
Ustanın çekici bin altın :Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı
bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.
Uyku ölümün kardeşidir: Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir.Olup
bitenden haberi olmaz.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma :Kimseye zararı dokunmayan kimseleri
kızdırmak,başkalarının zarar görmesine yol açabilir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir: Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve
konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur.Bazen çok zor bir
konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.
Üç elli,yaz belli: kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün
sayılırsa nisan ayına,yani havaların ısındığı aya girilmiş
olunur.Soğuklar biter.
Üç göç,bir yangının yerini tutar :Bir yerden bir yere taşınma zahmetli
ve ziyanlı bir iştir.
Üremesini bilmeyen it,sürüye kurt gelir: Bir toplulukta nasıl
davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler,kendileriyle birlikte
başkalarının da başına dert açarlar.
Üşenenin oğlu,kızı olmamış :İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa
tembel tembel oturmamalıdır.
Üzüm üzüme baka baka kararır :Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin
huylarını benimserler
Üzümün çöpü var,armudun sapı: Her konunun kendine göre ufak
olumsuzlukları bulunabilir.Bir işin olumlu yönleri dururken,olumsuz
olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.
Üzümün ye de bağını sorma :Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her
zaman doğru olmayabilir.
Vücut kocar,gönül kocamaz: Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü
sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
Verirsen doyur,vurursan duyur: Yardım yapılacaksa gereken ölçüde
yapılmalıdır.
Veren el,alandan üstündür: Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes
scver,sayar.
Varsa pulun,herkes kulun;yoksa pulun dardır yolun: Parası çok olan
kimseye herkes iltifat eder,yakınında bulunmak ister.yoksullara kimse
yüz vermez.Adını deliye de çıkarabilirler.
Varsa hünerin,her yerde vardır yerin: Hüner,kişinin her şartta en iyi
yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir.Bunun içindir ki her kişi
mutlak bir hüner sahibi olup,hayata öyle atılmalıdır.
Vakit nakittir: Zaman en değerli varlığımızdır.Hayatımızdaki en küçük
bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.
Yabancı koyun kenarda yatar: Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük
yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur: Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi
birden değişen,yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.
Yağmur yağsa kış olur: Kişi halin bilse hoş olur:İnsanların
etraflarına karşı davranışları,kendi sosyal durumları ile orantılı
olmalıdır.
Yakasından atmak: Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.
Yalancı kim?İşittiğini söyleyen: İnsanlar her
duyduklarını,doğrulamadan başkalrına söylememelidirler.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur: Tek başına olmak,Tanrı'ya ait bir
durumdur.
Yanık yerin otu tez biter: İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar,bir
zaman sonra unutulur.
Yol sormakla bulunur: Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi
sormak, öğrenmek lazımdır.
Yolundan giden yorulmaz: Yapacağı işin tekniğini iyi
bilen,uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden
tespit eder,sonra uygular.Sonuca sıkıntısız ulaşır.Bunları bilmeyenler
ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para,hem çok
zaman kaybederler.Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
Yük altında ancak eşek kalır: İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine
yapılan iyiliğin altında kalmaz.Bir zaman bulur,karşılığını verir
Zahmetsiz rahmet olmaz: Çaba göstermeden,sıkıntı çekmeden arzu edilen
güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy: İçinde yaşanılan zamanın
şartları,bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir.Kendi
düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek
doğru değildir.Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar
yoldur.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur: Elden kaçırılan fırsatlar küçük
olsa da çok büyük görünür.Kişinin dilinden hiç düşmez.Hep büyüterek
ondan bahseder.
Zemheride sür de çalı ile sür: Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi
olması için çok önemlidir.Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.
Zengin arabasını dağdan aşırır,züğürt düz ovada yolunu şaşırır:
Varlıklı kişi,parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini
bile kolaylıkla görür.Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini
bile bitiremez.
Zenginin basması ipekli görünür: Zengin kişilerin giydikleri,yedikleri
en pahalısından seçilmiş zannedilir.
Zengin kesesini,züğürt dizini döver: Maddi durumu çok iyi kişiler her
zaman parası ile övünür.Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından
yapamayacağı için üzülür.Istırap ve sıkıntı çeker.